top of page

Kanser, herhangi bir organda hücrelerin kontrolsüz büyümesi ile oluşan anormal kitlelerdir. Kalın bağırsakta görülen kanserler, tüm kanser türleri arasında en fazla görülenler arasındadır. Çok çeşitli belirtiler verebilirler:

  1. Makattan kanama. Bu sebeple hemoroid hastalığı ya da anal fissür (çatlak) varlığında saptanmaları gecikebilir. Bu nedenle hemoroid hastalığı ya da anal fissür tanısı konduğunda, özellikle hasta 40 yaşının üzerinde ise kolonoskopi ile kalın bağırsakta kanamaya yol açacak bir kitle-tümör varlığı araştırılmalıdır.

  2. Kansızlık. Özellikle kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörler, azar azar kanadıklarından dolayı belirgin kanama oluşturmamalarına rağmen kan değerlerinde düşmeye ve kansızlığa neden olurlar.

  3. Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik. Kalın bağırsaktaki tümörler kişnin o zamana dek alışılageldiği dışkılama alışkanlıklarında değişikliklerle kendini gösterebilir. Günde bir kere büyük tuvaletini yapan bir kişinin kısa zaman içinde günde 3 kere tuvalete gider hale gelmesi ya da ishal-kabızlık ataklarının başgöstermesi tümörün bir belirtisi olabilir.  

  4. Dışkı çapında incelme. Özellikle rektumdaki tümörlerde, tümörün bağırsak çapını daraltması sonucu çıkan dışkının çapında azalma görülebilir.

  5. Gaz ve dışkı çıkaramama. Tümörün bağırsağı tamamen tıkadığı durumlarda hastalar Acil Servis’e başvurabilirler. 

  6. Kilo kaybı. Kısa süre içinde beklenmeyen ciddi kilo kaybı bir belirti olabilir.

Kolonda yerleşmiş kanserlerde hastalıklı bölgenin, emniyetli sınırlarla çıkarılması tedavinin ana ilkesidir. Ana hedef, ameliyat sonrasında geride gözle görülebilen tümörlü dokunun kalmamasıdır. Eğer hastalık çıkan kolon ya da transvers kolonun sağ yarısında ise kolonun sağ yarısı, inen kolon ya da transvers kolonun sol yarısında ise kolonu sol yarısı çıkarılır. Sigmoid kolonda yerleşen tümörler için sigmoid kolon, bir mikta inen kolon ve rektum ile birlikte çıkarılır. Hastalıklı doku çıkarıldıktan sonra, geride kalan bağırsak uçları birbirine dikilir. Nadiren, özel durumlarda geçici olarak bağırsağı dışarı torba içine almak gerekebilir (kolostomi). Tümörün kolon duvarındaki ilerleme derinliğine göre ve lenf düğümü metastazına göre evresi belirlenir, eğer tümör kolon duvarı dışına çıkmamışsa ve lenf düğümü metastazı yoksa genellikle cerrahi yeterli olur. Tümörün duvar dışına çıktığı ya da lenf düğümlerine metastaz yaptığı durumlarda cerrahi tedaviye ek olarak ilaç tedavisi (kemoterapi) de gerekecektir. Eğer uzak organlara metastaz varsa, bu metastazlarda da mümkün olduğu kadar hastalıklı alanı çıkarmak hedeflenir. Ameliyat sonrasında ilaç tedavisi, metastatik hastalıkta bir gerekliliktir. Eğer ameliyat öncesi değerlendirmede karaciğerdeki metastazların gereide hastalıklı doku kalmayacak şekilde çıkarılmamayacağı düşünülürse, ameliyat öncesi kemoterapi uygulanarak metastaz sayıları ve çapları azaltılmaya çalışılır ki, tümünü çıkarmak mümkün olsun. Kolondaki hastalığın komşu organları da etkilediği durumlarda, cerrahi sırasında bu organların da çıkarılması gerekebilir. Gereksiz organ çıkarılmasını engellemek amacı ile bu grup hastalarda da ameliyat öncesi kemoterapi uygulamaları ile hastalılklı alan küçültülmeye çalışılır. Işın tedavisinin (radyoterapi) özel durumlar dışında kolon kanseri tedavisinde yeri yoktur.

Kalın bağırsakta kanser dokusu gelişmeden önce bağırsak iç yüzeyi içinde polip adı verilen kabartılar oluşur. Bu polipler yıllar içinde değişim göstererek kanserli dokuya dönüşebilir. Polipler, kanser dönüşümü göstermeden önce küçükken kolonoskopi sırasında güvenle çıkarılabilirler ve bu hastayı tamamen hastalıktan kurtarır. Bu nedenle 40 yaşından itibaren tarama kolonoskopileri yaptırılması ve saptanacak olası poliplerin aynı seansta çıkarılması hayat kurtarıcı olabilir. Unutulmamalıdır ki en iyi tedavi erken tedavidir. 

Kalın bağırsak kanserleri bağırsak duvarındaki derinliği ve diğer organlara sıçrama (metastaz) durumuna göre sınıflandırılır ve tedavi buna göre planlanır. Hastalık bölgesel olarak kalın bağırsak mezenteri içindeki lenf düğümlerine, uzak olarak da sırası ile en sık karaciğer, akciğer, kemik ve beyne yayılır. Hastalığın bağırsak duvarında sınırlı kaldığı durumlarda zaman zaman sadece cerrahi tedavi yeterli olabilirken, eğer bölgesel ya da uzak metastaz geliştiyse cerrahi ile birlikte ilaç ve ışın tedavisi de devreye girer.   

Tüm kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) birlikte kullanılır. Hastalık evresi bu konuda belirleyicidir. Tedavi yaklaşımları konusunda ise kolon ve rektum kanserleri arasında yaklaşım farklılıkları vardır.

Kolon cerrahisi açık ya da kapalı (laparoskopik) yolla yapılabilir. Günümüzde kolon kanserinin cerrahi tedavisinde laparoskopi, kabul edilmiş cerrahi yöntemdir. Hastanenin teknik koşulları ve cerrahın deneyimi mevcutsa laparoskopik olarak yapılmalıdır.

bottom of page