top of page

Memeler vücutta göğüs duvarının ön tarafında yerleşmiş çift tarafllı organlardır. Esas olarak değişikliğe uğramış ter bezleridirler. Erkeklerde belirgin işlevleri bulunmazken, kadınlarda doğum sonrası emzirmeyi sağlayan ve anne sütünün üretilip salgılandığı organlardır. Bu sebeplerledir ki, meme ile ilgili hastalıklar ağırlıklı olarak kadınları ilgilendirir. Her ne kadar erkekler de meme ile ilgili hastalıklar yaşasalar da, bu oran kadınlara göre çok azdır.

 

MEME GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

 

MAMOGRAFİ

 

Memenin görüntülenmesinde en sık ve en yaygın olarak görüntüleme yöntemidir. Tarama yöntemi olarak da kullanılır. 40 yaşının üstündeki kadınlarda, hiçbir şikayetleri olmasa bile 2 yılda bir düzenli olarak mamogafi yaptırmaları önerilir. 35 yaşının altındaki kadınlarda memenin yoğunluğu nedeni ile yeterli bilgi vermez, bu nedele önerilmez. Memedeki kitlelerin boyutu, çevre dokuya uzanımları, yerleşimleri ile ilgili bilgi verir, kireçlenmeleri saptamada çok yararlıdır. Biyopsi için rehberlik yapabilir. Katı kitleler ve kistler arasındaki ayrımı yapamaz. Röntgen ışını ile çekildiğinden radyasyon içerir. Meme US ile birlikte kullanıldığında çok daha fazla bilgi verir.

 

MEME ULTRASONOGRAFİSİ

 

Meme görüntülemesinde yaygın olarak kullanılır. Günümüzde birçok merkezde çok rahat ulaşılabilmektedir. Her yaştaki kadının memesinin değerlendirilmesinde faydalıdır. Katı kitle, kist ayrımı yapılmasında en etkili yöntemdir. Kitlenin yapısı, boyutu ve çevre ile ilişkisi bakımından bilgi verir, kitlenin yerleşimi ile ilgili verdiği bilgi mamografiye oranla sınırlıdır. Ses dalgaları aracılığı ile görüntü verdiğinden radyasyon içermez, gebelerde kullanılabilir. Yapılacak biyopsi işlemlerinde hekime rehberlik yapar, taşınabilir olduğundan daha kolay uygulanabilir. Mamografi ile birlikte kullanıldığında çok daha fazla bilgi verir.    

 

MEMENİN MANYETİK REZONANS İNCELEMESİ (MEME MR)

 

Meme görüntülemesinde ilk tercih değildir. Genelde tanı konmuş bir hastalıkta daha fazla bilgi alabilmek için ya da mamogrsafi ve US ile tam karar verilemeyen durumlarda kullanılır. En sık kullanım alanı meme içinde birden fazla ve küçük tümör olabilecek durumlarda bunların yerleşiminin belirlenmesi amacıyladır. Her zaman diğer görüntüleme yöntemleri ile beraber değerlendirilmelidir.

MEMENİN KİSTLERİ (MEMENİN FİBROKİSTİK DEĞİŞİKLİKLERİ)

Kistler tanım olarak içi sıvı dolu keseciklerdir. Memenin içinde yer aldıklarında bu duruma memenin fibrokistik değişikliği adı verilir. öncelikle ağrı şikayeti oluştururlar. Bunun sebebi, kist içeriği olan sıvının hacminin hormonal değişikliklere bağlı olarak artması ve duvarının gerilmesidir. Pratik olarak kistlerin kötü huylu hastalığa dönüşmesi beklenmez, bu nedenle kistlerin çıkarılması söz konusu değildir. İrili ufaklı kistlerin birleşip tek bir büyük kist oluşturduğu durumlarda, kist elle hissedilebilir hale geldiyse, iğne ile kistin içeriği boşaltılır, eğer içerik kanlı ise tahlile gönderilir. Zaman zaman kiste komşu ayri bir anormal doku (kistin solid komponenti) saptanırsa buna yönelik tetkik yapmak gerekir.

 

MEME İLTİHABI (MASTİT)

 

Sıklıkla doğum sonrası emziren annelerde görülür ve emzirme mastiti (laktasyon mastiti, puerperal mastit) adı verilir. Bebeğin emmesi sırasında meme başında oluşan çatlaklardan mikropların girerek meme dokusunda iltihap oluşturması ile oluşur. Kızarık, şiş ve ağrılı bir meme ve ateş vardır.   Antibiyotik ile tedavi edilir. Meme dokusu mutlaka ultrasonografi ile değerlendirilmeli ve meme içinde apse olup olmadığı kesinleştirilmelidir. Eğer apse varsa apse boşaltılmalı, aynı zamanda antibiyotik tedavisi verilmelidir. Tedavi süresi yaklaşık 10 gündür, tedavi süresince emzirme kesilmemelidir. Eğer bir sebepten dolayı emzirlimiyorsa, meme pompa ile sürekli boşaltılarak şişmesi engellenmelidir.

Sürekli tekrarlayan apseler, memede nedbe dokusu oluşumuna bağlı kitle oluşması ve ciltten akıntı ile kendi gösteren iltihabi meme hastalığına granülomatöz mastit adı verilir. Bu hastalığın tedavisinde apse oluştuğu zaman apsenin drenajı, antibiyotikler, steroidler (kortizon) ve kitle geliştiği zaman kitlenin çıkarılması şeklinde tedavi edilir. Tedavi uzun solukludur, sonuç alınması zaman alır.

MEMENİN FİBROADENOMU

Sıklıkla genç kadınlarda görülen iyi huylu bir kitledir. Pratik olarak kötü huylu hastalığa dönüşüm görülmez. Saptandığı takdirde çıkarılabilir ya da büyüyüp büyümediği için takip edilebilir. Büyürse çıkarılması önerilir. 

MEME KANSERİ

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Günümüzde görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi ve toplumda meme kanseri farkındalığının artması ile eskiye oranla çok daha erken dönemlerde bu hastalık farkedilmekte, bu durum da tedavi sonuçlarına olumlu olarak yansımaktadır. Tedavi yaklaşımları açısından da geçmişe oranla çok önemli gelişmeler ve değişiklikler mevcuttur. Geçmişte bu hastalık saptandığında ağırlıklı yaklaşım memenin alınması iken, ilerleyen zaman içinde ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisinin (kemoterapi) kullanım alanının artması uygulanan cerrahinin büyüklüğğünü sınırlamış, hastaları organ kaybına neden olmadan tedavi edebilme oranı artmıştır (meme koruyucu cerrahi). Meme kanseri nedeni ile ameliyat olan kadınların ameliyat sonrası en önemli sorunualınan meme nedeni ile oluşan görüntü bozukluğudur. Meme protezi uygulamalarının daha kolay ulaşılabilir olması da bu sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırarak meme kanserinin tedavisi ile uğraşan hekimlere daha geniş bir hareket alanı sağlamıştır. Meme kanserinin önlenmesi ile birçok çalışmanın yapıldığı günümüzde, risk altında bazı kadınlara koruyucu cerrahi bu sayede çok daha rahatlıkla önerilebilmektedir.

 

MEMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Meme kanserinin hastalarda oluşturduğu ilk şikayet genelde memede ele gelen kitledir. Hekime başvuran hastalarda muayene sonrası kitle saptadığında bu kitlenin ayrıntılı özelliklerinin elde edilmesi amacı ile görüntüleme yöntemleri ile meme incelenir (mamografi, meme US, meme MR). Radyolojik yöntemlerle kitlenin yapısı, çevre dokularla ilişkisi gibi konularda bilgi toplanır ve bu bilgiler radyolog tarafından yorumlanarak kanser olasılığı hakkında bir öngörü ortaya konur. Bu bir puan verme sistemine benzer ve BI-RADS (Breast Imaging-Recording and Data System) olarak adlandırılır. Buna göre:

 

BI-RADS 0 – Yetersiz veri nedeni ile değerlendirilme yapılamayacak durumlar

BI-RADS 1 – Normal bulgular

BI-RADS 2 – Selim (benign) bulgular

BI-RADS 3 – Olası selim (benign) bulgular

BI-RADS 4 – Habaset (malignite) kuşkusu

BI-RADS 5 -  Yüksek olasılıkla habis (malign) bulgular

BI-RADS 6 – Habis olduğu patolojik olarak kesinleştilmiş bulgular.

 

Bu puanlama sistemine göre radyoloji hekiminin yaptığı yorum önemlidir. BI-RADS 0 görüşü belirtilmişse yapılan tetkik yeterli değildir, yenilenmesi gerekir. BI-RADS 1 ve 2 görüntülemelerde herhangi bir takip ya da tedaviye gerek yoktur. BI-RADS 3 olarak değerlendirilen olgularda kötü huylu bir hastalık yoktur, ancak seyirde böyle bir dönüşüm gösterebilir endişesi ile aralıklı olarak en azından bir süre takip edilir, sonrasında ya tedavi önerilir ya da takipten çıkarılır. BI-RADS 4 ve 5 olarak yorum yapılırsa, saptanmış olan kitleden parça alınarak patolojik olarak incelenmesi gerekir, sonuca göre tedavi planlanır. BI-RADS 6 inceleme sonrası hasta doğrudan tedavi programına alınır, zaten bu yorum, tanısı konmuş hastalarda tedavi planlaması öncesi hazırlık için yapılan ek ayrıntılı görüntülemelerde yapılır.   

MEME KANSERİNİN TEDAVİSİ

Meme kanserinin tedavisinde Genel Cerrahi, Medikal Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Nükleer Tıp, Radyoloji, Jinekoloji bölümleri birlikte çalışarak hastaların tedavisinin planlar. Hastanın tanısının konması sonrası yapılan tetkiklerle hastalığın evresi (vücuda ne ölçüde yayılım gösterdiği) ortaya konur. Bunun yanında eğer gerek görülürse hastalığın olası genetik kökenlerine dair araştırma yapılır. Tüm bu verilerin ışığında:

  1. Cerrahi tedavi sonrası ilaç-hormon ve/veya ışın tedavisi

  2. İlaç tedavisi sonrası cerrahi tedavi ve hormon, ışın/ilaç tedavisi

  3. Sadece hormon ışın/ilaç tedavisi seçeneklerinden en uygun olan ortak kararla hastaya önerilir.

CERRAHİ TEDAVİ

Cerrahi tedavide memenin tamamı alınabildiği (mastektomi) gibi, sadece tümör olan bölge çıkarılarak meme yerinde bırakılabilir (meme koruyucu cerrahi). Eğer meme yerinde bırakılacaksa bu ameliyat sonrasında tümör tekrarını engellemek için ışın tedavisi yapılması zorunludur. Memenin tamamının alınması iki şekilde yapılabilir. Meme üzerindeki ciltle birlikte alınabilir, ya da cilt korunarak meme dokusu çıkarılabilir (cilt koruyucu mastektomi). Cilt koruyucu mastektominin amacı, kanser ameliyatı ile aynı seansta alınan memenin yerine yenisinin yapılmasının  gerçekleştirilebilmesidir. Uygun hastalarda bu, dışarıdan meme protezi kullanmaktan çok daha doğal bir çözümdür.

Meme kanserinin memeden sonra ilk yayılım gösterdiği bölge koltukaltındaki lenf düğümleridir. Bu nedenle ilk muayenede koltukaltı değerlendirilir, eğer yayılım olduğuna dair bulgu varsa ameliyatta koltukaltı temizlenir. Eğer muayenede yayılım olduğuna ait bir bulgu yoksa, ameliyat sırasında koltukaltında yayılım olup olmadığı çeşitli yöntemlerle araştırılır (mavi boya, lenfosintigrafi-gamma prob), hastalık varlığında koltukaltı temizlenir, yoksa koltukaltına dokunulmaz. Ameliyat sırasında koltukaltının hastalık varlığı açısından incelenmesi işlemine sentinel lenf nodülü biyopsisi (SLNB) adı verilir.

Ameliyatta çıkarılan parçanın patolojik incelemesine göre hastalığın son ve kesin evresi belirlenir ve tedavi programına son hali verilir.    

 

AMELİYAT SÜRECİ

Meme ameliyatının hazırlığı kan tetkikleri ve anestezi konsültasyonu ile tamamlanır. Hasta ameliyat ile aynı gün hastaneye yatar ve ameliyatını olur. Ameliyatın şekline göre değişiklik göstermekle beraber, ortalama olarak 1-5 gün hastanede yatan hasta sonrasında evine gidebilir. Ameliyat sonrasında evreye göre ışın/ilaç tedavileri planlanır. Bu tedaviler ameliyattan birkaç hafta sonra başlar.  Meme koruyucu cerrahi geçiren hastaların ameliyattan sonra yaklaşık 1 ay boyunca radyoterapi (ışın tedavisi) almaları gerekmektedir.

bottom of page